Amaç DEAŞ’ı gösterip PKK’ya razı etmek mi?

Ünlü gece kulübüne yapılan korkunç terör saldırısını -beklendiği gibi- DEAŞ üstlendi.

Ä°lginç olan ÅŸu ki, DEAÅž yakın zamana kadar Türkiye’deki saldırıları üstlenmiyordu. Uzmanlara göre iki sebebi var bunun. 1) “Türkiye DEAÅž’a yardım ediyor” yalanının açığa çıkmasını engellemek. 2) Türkiye’den insan devÅŸirebilme ihtimalini berhava etmemek.

Türkiye uzun zamandır DEAÅž’ın hedefinde. Devlet de bu vahÅŸi terör örgütüyle her alanda mücadele halinde. Kendisine Ä°slam Devleti diyen terör örgütünün Ä°slam adını kirletmesine izin vermemek için DEAÅž demek dahil.

Terör listesine aldığı Nisan 2013’ten bu yana sistematik olarak mücadele ediyor Türkiye DEAÅž’la. Temmuz 2015’te baÅŸlayan sınır ötesi operasyonlar AÄŸustos 2016’dan beri Fırat Kalkanıyla El-Bab kapısına dayanmış vaziyette.

İçerde DEAÅž hücrelerine yapılan baskınların ve tutuklananların güncel sayısını operasyonların sıklığı nedeniyle tutmak zor ama 2016 sonu itibariyle TSK’nın Suriye’de etkisiz hale getirdiÄŸi DEAÅž’li sayısının 1294 olduÄŸunu biliyoruz. Bu rakamın son dört günde arttığını da. DEAÅž’la mücadele için kurulan 65 ülkeli koalisyonun arazi olduÄŸunu, Türkiye’nin DEAÅž’la tek başına mücadele ettiÄŸini de...

Hal böyleyken Türkiye’nin adını DEAÅž’la anabilenler var. DEAÅž’ın vahÅŸetini gösterip bize PKK’yı çiçek böcek göstermeye çalışanlar var.

DEAÅž’ın Ä°slam’ın adını kullanmasından dolayı Müslüman oluÅŸumuzu tehdit ve teröre desteÄŸin ispatıymış gibi sunanlar var. Diyanet’in Müslümanları dinin men ettiÄŸi günahlara karşı uyarmasından DEAÅž’e gerekçe üretmeye cüret edenler var. DEAÅž’ın Medine’de Mescid yakınında da bomba patlattığını perdeleyip Müslüman=DEAÅž iftirasını oturtmaya çalışanlar var.

Esasen hepsini içeren bir baÅŸka mekanizma var. DEAÅž, PKK, FETÖ ya da DHKP-C’nin gerçekleÅŸtirdiÄŸi her terör saldırısından sonra harekete geçen bir mekanizma bu. Terörün istediÄŸi dehÅŸet-kaos duygusunu yayarak siyasi sonuç alma hedefini, teröristin bıraktığı yerden devralıp tamama erdirmeye çalışıyor.

Bunu yapanlar siyasi-sosyal alanda, konvansiyonel-sosyal medyada yer alan kimi isimler.

Bazıları insanda “gayet profesyonel” kanısı oluÅŸturuyor. Mütemadiyen Türkiye düşmanlığı pompalıyor, toplum kesimlerini dini, mezhebi, ırki ya da yaÅŸam biçimleri üzerinden karşı karşıya getirip aralarına kin ve nefret sokmaya çalışıyorlar.

Az sayıdalar, marjinaller, itibarsızlar, sorunlu tipler ama mide bulandırıyorlar.

Üstelik terör saldırıları sıklaşıp, acı ve endişe arttıkça bu değersiz parazitlere tahammül de zorlaşıyor. Acıyla sarsılan, birliğini dirliğini bozmayıp sadece yasını tutmak isteyen insanlar bir de provokatörlerin saldırısına maruz kalıyor.

Reina saldırısı sonrasında da oldu aynı ÅŸey. Kimileri yılbaşını eÄŸlenceyle kutlayanlarla kutlamayanlar arasında düşmanlık yaratmak istedi. Vekil sorumluluÄŸunu unutan kimileri Alevi-Sünni farkını zıtlığa çevirmeye kalktı. Yabancı medyaya Türkiye’den haber geçen ve son yıllarda manipülatif yazılarıyla öne çıkan kimileri “DEAÅž ile sadece PYD-PKK savaÅŸtığına göre Türkiye PKK’ya saldırmaktan vazgeçer artık” diyerek pis bir iÅŸbirliÄŸini faÅŸ etti.

Keza Batı medyası, fırsat bu fırsat PKK’yı aklamaya kalktı. “Saldırıyı PKK üstlenmedi, üstelik kınadı” diyerek PKK’nın terör örgütü deÄŸil bir tür sivil toplum kuruluÅŸu olduÄŸu havası yaratmak istedi. Tıpkı Cumhuriyet gazetesinden A.Y’nin vaktiyle Kandil’e gidip PKK yöneticilerinin “görüşleri” görünümündeki PKK propagandasını “PKK’lıların çevre dostu olduÄŸu, aÄŸaçları koruduÄŸu, yere izmarit bile atmadığı” vurgusuyla vermesi gibi.

Ez cümle şu artık iyice netleşti.

1) Terör örgütlerinin adı, saldırı zamanı, mekanı değişse de hedef değişmiyor: Toplumsal çatışma çıkarmak ve halkın devlete inancını sarsmak.

2) Terör örgütlerini manivela olarak kullanan el bize DEAÅž’ı gösterip PKK’ya razı etmeye çalışıyor.

Fadime Özkan